ÇANAKKALE Boğazı’nın derinliklerindeki müsilaj yoğunluğu, zıpkınla balık avı yapan dalgıçlar tarafından görüntülendi. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nden (ÇOMÜ) Prof. Dr. Yeşim Büyükateş, Müsilajın deniz tabanına çökmesi ve deniz tabanındaki özellikle organizmalar, yumurtalar üzerindeki birikimi nedeniyle habitatta bir kayıp söz konusu olacaktır. Bunun yanı sıra sistemde oksijen alışverişinde kısıtlamalar ve askıdaki katı madde yoğunluğundan dolayı ışık geçirgenliğinde azalma söz konusu olacaktır. Bu da fotosentezi bir miktar etkileyecektir dedi.
Çanakkale Boğazı ve Marmara Denizi’nde 2020 yılında görülen müsilaj, bu yıl da görülmeye başlandı. Müsilaj boğazın bazı noktalarında az miktarda görülürken, hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerine çıkmasıyla etkisini artırdı. Çanakkale Boğazı’nda amatör olarak zıpkınla balık avı için dalış gerçekleştiren Kerem Atasev, Eceabat ilçesi önlerindeki dalışta müsilaj yoğunluğu su altı kamerasıyla kaydetti.
‘IŞIK GEÇİRGENLİĞİNDE AZALMA SÖZ KONUSU OLACAKTIR’
Deniz dibindeki müsilajın ekosisteme zarar verdiğini söyleyen ÇOMÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Temel Bilimler Bölüm Başkanı ve Çanakkale Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yeşim Büyükateş, bu durumun birçok olumsuzluğa neden olabileceğini belirtti. Müsilaj oluşumunun yüzeyden dibe doğru özellikle yoğunlaştığında kurdele şeklinde oluşumlarla su kolonunda kendisini gösterdiğini söyleyen Prof. Dr. Büyükateş, Bu bizim beklediğimiz bir durum. Bundan sonrasında yoğunluğa bağlı olarak müsilajın deniz tabanına çökmesi ve deniz tabanındaki özellikle organizmalar, yumurtalar üzerindeki birikimi nedeniyle habitatta bir kayıp söz konusu olacaktır. Bunun yanı sıra sistemde oksijen alışverişinde kısıtlamalar ve askıdaki katı madde yoğunluğundan dolayı ışık geçirgenliğinde azalma söz konusu olacaktır. Bu da fotosentezi bir miktar etkileyecektir. Balıklar görerek besleniyorlar. Avlarını görerek yakalıyorlar. Müsilaj balıkların hem göç hem avlanma yetilerinde sıkıntılara sebep olabilir. ‘Posidonia’, ‘Pinna’ gibi endemik türlerimiz var. Bunların üzerini kaplayarak, buradaki gaz alışverişlerinde sorunlara sebep olacaktır. Balıkların beslenme ve yumurtlama alanlarında da benzer sıkıntılarla karşılaşmamız mümkün diye konuştu.
‘MÜSİLAJ AÇISINDAN BİR MİKTAR DURGUNLUK YAŞANACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM’
Hava sıcaklıklarının düşmeye başladığını ifade eden Prof. Dr. Yeşim Büyükateş, Bu bizim istediğimiz bir durum. Özellikle rüzgar etkisiyle de müsilajın dağılmaya başladığını görebiliyoruz. Hava sıcaklıklarının düşmesiyle su sıcaklıklarında da bir miktar azalma bekliyoruz. Şu anda deniz suyu sıcaklığında yaptığımız ölçümlere göre 10 santigrat derece gösteriyor. İlerleyen süreçte hava sıcaklıklarının 1-2 hafta boyunca bu şekilde gitmesiyle birlikte su sıcaklıklarının 4-6 derecelerde gitmesi, gece sıcaklıklarının eksiye düşmesiyle sistemde müsilaj açısından bir miktar durgunluk yaşanacağını düşünüyorum. Bu rahatlayalım anlamına gelmiyor. Hava sıcaklıklarının düşmesiyle su sıcaklıkları da düşecek. Biraz daha kontrollü bir sürece girmiş olacağız ifadelerini kullandı.
